Tekrarlayan gebelik kayıpları
Tekrarlayan Gebelik Kayıpları Nedenleri:
- Genetik Sorunlar: Fetal kromozomal anormallikler.
- Anatomik Sorunlar: Rahimdeki yapışıklıklar, septumlar veya fibroidler.
- Hormonal Sorunlar: Tiroid bozuklukları, polikistik over sendromu, insülin direnci.
- Antifosfolipid Sendromu (APS): Bağışıklık sistemi kaynaklı sorunlar.
- Bağışıklık Sorunları: Anne vücudu tarafından fetüsün reddedilmesi.
- Enfeksiyonlar: Rahim içi enfeksiyonlar ve zararlı mikroorganizmalar.
- Yaş Faktörü: Anne ve baba yaşının ilerlemesi.
-
Gebeliklerin 20. haftadan önce veya fetal ağırlık 500 gr'ın altında iken kendiliğinden sonlanması "abortus" olarak adlandırılırken, erken gebelik kayıpları ise gebeliğin ilk trimesterinde meydana gelen kayıpları ifade eder. Tüm gebeliklerin yaklaşık %15-25'i gebelik kaybı ile sonuçlanır. Türkiye'de 2008-2013 yılları arasında spontan gebelik kaybı oranı %14 olarak rapor edilmiştir. Aynı dönemde yapılan bir çalışmada ise Türkiye'deki kadınların %22'sinin hayatlarının bir döneminde en az bir kez gebelik kaybı yaşadığı, tüm gebeliklerin %13'ünün düşükle sonuçlandığı ve %5.9'unun ise 2 veya daha fazla kez gebelik kaybı yaşadığı belirlenmiştir.
İki veya daha fazla gebelik kaybı "tekrarlayan gebelik kaybı" olarak adlandırılır. Bu duruma ek olarak, Avrupa İnsan Üreme ve Embriyoloji Derneği (ESHRE), ultrasonografik incelemelerle saptanamayan biyokimyasal ve/veya ektopik gebelik kayıplarını da bu tanıma eklemiştir. Bir kadının bir sonraki gebeliğinin de kayıpla sonlanma riski, önceki abortus sayısı arttıkça ve anne yaşı ilerledikçe artar. Yardımcı üreme teknikleri ile elde edilen verilere göre, ileri anne yaşının ve gebeliğin düşükle sonlanma riskinin, oositlerde anöploidi saptanma oranı ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Anne yaşı 35 yaşın altındaysa spontan abortus riski %10 iken, anne yaşı 43 olduğunda bu risk yaklaşık %50'ye çıkar. İleri yaşta baba da spontan abortus riskini artırabilir.
Tekrarlayan gebelik kaybının etiyolojisi, immünolojik, genetik, endokrin, anatomik, çevresel faktörler ve enfeksiyonlar gibi birçok faktörü içerir. Ancak tüm bu faktörlere rağmen tekrarlayan gebelik kaybı olgularının yaklaşık %50'sinde nedeni belirlenememektedir.
İmmünolojik faktörler İmmünolojik faktörlerin, nedeni açıklanamayan tekrarlayan gebelik kayıplarının yaklaşık %20'sinden sorumlu olabileceği düşünülmektedir. Gebelik kayıpları ile en sık ilişkilendirilen otoimmün hastalık, sistemik lupus eritematozus (SLE) ile birlikte görülen antifosfolipid sendromudur (APS). Bu sendromda, ilk trimesterde abortus riski artmazken, ikinci trimesterde risk %20 civarında artar. APS'de saptanan otoantikorlar, gebelik kaybı ile ilişkili tek otoantikor grubudur ve tekrarlayan gebelik kaybı öyküsü olan tüm kadınlarda test edilmelidir. Bu otoantikorlar, trofoblastların normal gelişimini ve implantasyonunu engelleyebilir, sinsityotrofoblast hücrelerinin ölümünü tetikleyebilir ve maternal immün sistemi aktive edebilir. APS ayrıca küçük damar trombozlarına ve şiddetli preeklampsi gibi komplikasyonlara da yol açabilir. Düşük doz aspirin ve düşük molekül ağırlıklı heparin tedavisi etkili olabilir.
Maternal sitotoksik antikorlar, MHC I-II uyumsuzluğu, maternal immün reaksiyon, doğal öldürücü hücrelerin (NK) ve T-lenfositlerin işlev bozuklukları gibi faktörler de tekrarlayan gebelik kaybının etiyolojisinde rol oynayabilir. Ancak bu faktörlerin rutin olarak incelenmesi önerilmez. Son zamanlarda, maternal immün toleransı artırmayı amaçlayan intralipid tedavisi ve bağışıklık modüle edici tedavilerin kullanımı önerilmektedir. Ancak bu tedavilerin etkinliği hala tartışmalıdır.
Endokrin faktörler Endokrin faktörler, tekrarlayan gebelik kaybı nedenlerinin yaklaşık %10-15'inden sorumlu olabilir. Bu faktörler, tiroid hastalıkları, polikistik over sendromu (PCOS), insülin direnci ve hiperprolaktinemi gibi hormonal bozuklukları içerir. PCOS ve insülin direnci, insülin rezistansı, hiperinsülinemi ve androjen artışı ile karakterizedir ve bu faktörler tekrarlayan gebelik kayıpları ile ilişkilendirilmiştir. Hiperprolaktinemi, prolaktin düzeylerinin normalin üzerinde olduğu bir durumdur ve ovülasyon bozukluklarına ve infertiliteye yol açabilir. Bu hormonal bozuklukların tedavisi, tekrarlayan gebelik kaybı riskini azaltabilir.
Anatomik faktörler Anatomik faktörler, tekrarlayan gebelik kayıplarının yaklaşık %10-15'inden sorumlu olabilir. Rahim anomalileri, yapışıklıklar ve servikal yetmezlik gibi anatomik sorunlar tekrarlayan gebelik kayıplarına neden olabilir. Rahim anomalileri, uterin septum, bicornuate uterus ve septate uterus gibi yapısal anormallikleri içerir. Bu anomaliler, fetüsün rahim içinde sağlıklı bir şekilde büyümesini engelleyebilir ve gebeliğin sonlanmasına yol açabilir. Anatomik faktörlerin tanı ve tedavisi, histeroskopi gibi girişimsel yöntemlerle yapılabilir.
Enfeksiyonlar Enfeksiyonlar, tekrarlayan gebelik kayıplarının nedenlerinden biri olabilir. Ureaplasma urealyticum ve Mycoplasma hominis gibi mikroorganizmalar, gebelik kayıpları ile ilişkilendirilmiştir. Bu enfeksiyonlar, rahim içi ortamı olumsuz etkileyebilir ve gebeliğin sonlanmasına yol açabilir. Bu nedenle gebelik öncesi enfeksiyon taramaları ve tedavileri önemlidir.
Çevresel faktörler Çevresel faktörler, tekrarlayan gebelik kayıplarının olası nedenlerinden biri olarak düşünülmektedir. Sigara içme, alkol tüketimi, aşırı kafein alımı ve kimyasal maruziyet gibi çevresel faktörler, gebelik kaybı riskini artırabilir. Bu faktörlerden kaçınılması veya azaltılması, sağlıklı bir gebelik şansını artırabilir.
Genetik faktörler Genetik faktörler, tekrarlayan gebelik kayıplarının nedenlerinden biri olabilir. Kromozomal anomaliler, genetik dengesizlikler ve tek gen hastalıkları tekrarlayan gebelik kayıplarına yol açabilir. Ayrıca, dengeli kromozom anomalileri taşıyıcılığı da risk oluşturabilir. Genetik danışmanlık ve genetik testler, riski belirlemede ve taşıyıcılığı tespit etmede önemli bir rol oynar.
Genetik polimorfizmler Genetik polimorfizm çalışmaları, tekrarlayan gebelik kayıpları ile ilişkilendirilen genleri ve gen varyantlarını tanımlamaya yöneliktir. Ancak bu çalışmaların henüz kesin sonuçlar elde etmediği ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu belirtilmektedir.
Yeni Nesil Dizileme Çalışmaları Yeni nesil dizileme teknikleri, tekrarlayan gebelik kayıplarının genetik nedenlerini daha iyi anlamak için kullanılmaktadır. Bu teknikler, genetik varyasyonları ve mutasyonları daha ayrıntılı bir şekilde incelemeyi sağlar. Ancak bu alanın hala gelişmekte olduğu ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu vurgulanmaktadır.
Sonuç olarak, tekrarlayan gebelik kayıpları çok çeşitli etiyolojik faktörlerle ilişkilendirilebilir ve bu faktörlerin tanı ve tedavisi karmaşık bir süreç olabilir. Her hasta için özelleştirilmiş bir yaklaşım gerekebilir ve uzman bir sağlık profesyonelinin rehberliği önemlidir.